Mevduat faizlerindeki artış 20 yıl sonra zirve yaparken, bankacılık sistemindeki düzenlemeler hem uzmanları tedirgin ediyor hem de vatandaşlar arasında bir yanılgıya neden oluyor.
Mevduattaki hareketlilik de dikkat çekiyor. 3 aya kadar TL mevduatta ise faiz oranlarının ortalama yüzde 30’un üzerinde, maksimum faiz oranlarının ise yüzde 40 olduğu yakından izleniyor.
3 aya kadar vadeli mevduatta en yüksek faiz oranı yüzde 39,5, 1 aya kadar vadeli mevduatta yüzde 38 olurken, 3 aya kadar vadeli mevduatta faiz yüzde 30,47’ye ulaşacak. 12 Mayıs ve 5 Mayıs haftasında yüzde 29.05 oldu.
Dünya’nın haberine göre seçime bir hafta kala neredeyse durma noktasına gelse de ihtiyaç kredilerine uygulanan faiz oranı yüzde 34’ü aşarken, ihtiyaç kredisi faiz oranı yüzde 30 sınırı içinde.
BloombergHT’ye göre mevduat faizleri son 20 yılın zirvesine ulaştı. Faiz oranları 2003 yılından bu yana ilk kez yüzde 30’un üzerine çıktı.
TL’nin değer kaybını “liralaşma” olarak nitelendirerek bir nevi dövize endeksli KKM ile sınırlamaya çalışan iktisat yönetiminin, iktisatçıların meşhur “arka kapıdan satış” söylemini sürdürme çabaları , tedbir ve düzenlemeler de bir miktar istikrarı bozuyor.
Seçim sonrasına yönelik artış beklentileri, kurumsal döviz çekimlerine yönelik tedbirler gibi süreçlerle döviz talebini artırmaktadır.
Seçimlerin uzamasıyla birlikte tedbirlerin içeriği de değişiyor. Uygulamaların seyri hesaplanamadığı zaman da değişkenlik göstermektedir.
Tüm bu eylemler spekülasyonları artırırken, zaman zaman istenmeyen bir biçimde paniğe de yol açıyor.
Gazeteci ve ekonomist Mustafa Sönmez, İş Bankası’nın para birimini üç ay çekmemek şartıyla faiz teklif ettiğini iddia etti. Faizinin tamamını da peşin ödüyorum, gel al diyor. Yıllık bileşik faiz bu şekilde yüzde 105’e geliyor” dedi.
Ancak daha sonra paylaşımı sildi.
Gazeteci olduğunu belirten bir başka hesap da bankadan çekebileceği döviz miktarının 100-200 dolar seviyesinde olduğunu belirtti.
Benzer durumlarla karşılaştıklarını belirten kişiler yorum yaparken,
TL çekerken veya gönderirken sorun yaşadığını belirtenler de oldu.
Döviz talebini engellemek için yapılan düzenlemeler bilinirken,
Bankacılık sisteminde düzenlemelerin sıklaştığı bilinmektedir.
Ancak bu tür süreçlerde geçmişten bu yana rutin olan uygulamalara da yer verilmektedir.
Yeniyi algılamak adına yanılgıya düşen vatandaşların paniğe kapılmaması gerekiyor.
Türkiye bankacılık sistemi açısından başarılı ülkelerden biri iken, hem yanlış anlaşılmalar hem de
Piyasa koşullarında görülen sinyallerin düzenlenmesi ise yetkililerin işidir.
